Gel de çık şu cümlenin içinden: “Bizim beklentimiz bu maçın Türk Futbolu’nun hak ettiği gibi yeşil sahada geçmesi”!.. Galatasaray Kulübü İkinci Başkanı Ali Dürüst’ün bugün oynanacak derbi için temennisi böyle. “Yeşil sahada geçsin”. İma edilen “şike” ise, teknik kadrosundan veya bazı futbolcularından şüphesi olduğu anlamına geliyor Dürüst’ün ki, imkansız... Masa başı oyun falansa... “Hakem ev sahibi kayırmasın” manasındaysa... Play Off’un heyecanını arttırmak için komploya kurban gidip maçı kaybedecekleri şüphesi varsa... Biraz ayıp oluyor ama. Yeni Federasyon, yeni MHK başkanı, işi gücü UEFA’yı bıraktı, Galatasaray’ın puanını iç etmeye mi çalışacak yani? Yok... Yok... Böyle paranoyak teşhisler koymaz Ali Dürüst kalitesindeki bir yönetici. O zaman... “İki rakibin taraftarları sokaklarda birbirine girmesin” demek istiyor herhalde. O da bir günlük söylemle halledilecek iş değil. Dönüp de yakın geçmişte Fenerbahçe ve Galatasaray yöneticilerinin karşılıklı sallamalarına bakınca, asıl uyarılması gerekenlerin -herşeye rağmen ölçüyü kaçırmayan- Fenerbahçe ve Galatasaray taraftarları değil, kulüpleri yöneten akil adamlar(!) olduğu anlaşılacaktır. Evet derbi yeşil sahada geçsin. Çare: Yöneticiler birbirlerine yeşillenmesin! Carvalhal Türk gibi Beşiktaş Teknik Direktörü Carvalhal uyumlu ve kavrayışlı adam; giderayak öğrendi işi!.. Bir hoca, bir yönetici, asli görevindeki kusurları en kestirme yoldan nasıl halının altına süpürebilir bu ülkede?.. Ebedi dost, ezeli rakiplerle! Carvalhal de öyle yaptı: “Eğer bizi UEFA’da eleştireceklerse, diğer Türk takımları nerede”? Artistik patinaj eleştirmenine, “Çık sen yap üçlü burguyu da görelim” tarzında bir cümle!.. Biri Carvalhal’e söylesin; bayatladı bu çeşit kaytarmalar. Ama taraftara/camiacaya illaki “otodolduruş” yapmak istiyorsa, ben ona bir fikir vereyim: “İçinde bulunduğu ahval ve şeraite rağmen” İspanya’da 3-1 yenilmiş Beşiktaş’ın İnönü’de iki gol atıp turu kapacağını ümit eden bir sürü insan (ben de dahil) mevcutsa maç başlamadan... Bu “zan” Beşiktaş’ın Carvalhal’li sezonda yarattığı en “önemli” ve “tek” farktır. Sebebi ise Carvalhal değil, kurulmuş olan beş yıldızlı takımdır ki, Carvalhal’ın o yıldızları kırpmaktan başka bir katkısı olmamıştır takıma. Yani... Beşiktaş umulanı yapamasa bile umulması hoş. Gerisi boş. Atletico memnun, Arda mazlum Atletico Madrid Mehter Marşı ile geldi, İzmir Marşı ile gitti. Futbolcusundan teknik kadroya hepsi mutlu. Konuk takımın tek “mağduru” bizim Milli Futbolcu Arda Turan!.. Her TC vatandaşı gibi o da “görevini layıkıyla yaptığı için” küfür yedi. “Annem maçtaydı. Herhalde oğluyla gurur duydurmuştur ona küfür ettirdiği için (!)’’ demiş garibim. Takdir, yüce milletimizin. Fakat çok üzülmesin Arda. Beşiktaş’ta adet başka!.. Baksanıza, Quaresma teknik direktörüne dümdüz gitti; bir özür diledi affedildi. Tribündeki küfürbazlar da Arda’dan özür diler, hiç yaşanmamış olur biter. Bu tarz alışkanlık haline gelirse, o fena! Milliyet |