Kriz dönemleri fanatizmin, faşizmin, ırkçılığın geliştiği dönemlerdir. Misal ne zaman ekonomik kriz patlak verse Avrupa’da ırkçılığın, faşizmin yükseldiğini görürsünüz. Çünkü insanlar hak ettiklerini alamadıklarını düşündükleri zaman hukuk istemezler. Sadece hak ettiklerini düşündüklerini bir şekilde almak isterler. Suçlu ararlar ve kendilerine benzemeyenler de ilk suçlanacak olanlardır. Bugün Türk futbolunun içinde bulunduğu cehennem çukuru da işte budur... Trabzonsporlu, hak ettiği şampiyonluğun gasp edildiğine emin. Fenerbahçeli, bir komploya kurban götürülmek istendiğini düşünüyor. Galatasaraylı, bu sene hak ettiği şampiyonluğun elinden alınmaya çalışıldığını kuruyor. Bursasporlu, ‘geçen sene ben şampiyon olmalıydım’ diyor. Çünkü 10 ay boyunca neredeyse durum bu olsun diye çaba sarf edildi. İnsanların adalete güvenleri sağlanamadı ve artık fanatizm kazandı. Über, Süper ve de Ultra finalde: İnönü’de defalarca sahaya girilmesine rağmen maçı tatil edemeyen hakem Hüseyin Göçek bunun bir göstergesidir. Emre’ye tekme tokat giren Zokora da... Zokora’nın sahada tekme atabileceği bir Emre bulabilmiş olması da bunun göstergesidir. Zokora’yı atamayan Kamil Abitoğlu da tabii. ‘Emre’ye korneri sen atmasan olmaz mı?’ diyen Kamil Abitoğlu’ndan bahsim... Hakeme ağır hakaret etmesine rağmen cezasına isyan edebilen Fatih Terim’in kendisini haklı bulması da... Trabzon’da maçın bitebilmesi de bunun bir göstergesidir. Trabzonlu’nun Sadri Şener’e saldırması, Sadri Şener’in kendisini onlara ispat etmek için Emre’ye saldırmak zorunda kalması. Vs. vs. vs. İşte tüm bunlar ve daha fazlası fanatizmin kazandığını gösterir. Normal bildiklerimizin fanatizme teslim olduğunu. Ama durun! Yoksa! Bizde ırkçılık olmadığına göre, fanatizm de olmamalı değil mi? Oh şimdi rahatladım! Bir münazara lazım Gece 02.30’da karar açıklayan sportif hukukla, adli hukuk arasında bir münazara olmalı... Aziz Yıldırım’ın 10 aydır tutuklu olmasına karar veren yargı heyetiyle, onun hakkında şike teşebbüsü şüphesi dahi bulamayan yargı arasında... Şekip Mosturoğlu’na 1 yıl men verenle 6 ayda tahliye eden bakış açılarının farkı ne? Bunları bilmemiz lazım değil mi? Artık zaman böyle bir zaman değil mi? Adaletin hassas terazisinin nasıl kullanıldığını, nasıl tartıldığını bilmek zorunda değiliz belki. Ama iki yargının nasıl birbirinden bu kadar farklı işlediğini bilmemiz gerekmez mi? Çünkü insanların anlaması lazım. Ve ben anlamıyorum. Gece 02.30’da açıkladığınız karar hukuk tarihinin en yüz akı kararı da olsa bunun doğru olduğuna kim inanır? Bunu anlayamıyorum. Niye insanların karşısına çıkıp okuyamıyorsunuz ki bu kararları? Borsa’ysa derdiniz, Pazartesi 18.00’de açıklayıverin canım. Antalya’da her şeyden uzak yapılan bir toplantıda dahi 105’te yapılan değişiklikten bahsetmiyorsanız, bunun adil olduğuna kim inanır? Bir dava devam ederken davalının da davacının da itiraz ettiği yasa değişikliğiyle çıkmış bir karara kim güvenir? Söylesenize... İşte bu yüzden bir münazara lazım. Bu iki hukuktan hangisi daha hukuk bilmemiz lazım. Çünkü yasalar ülkeden ülkeye değişebilir. Bir ülkede yasak olan diğer ülkede serbest dahi olabilir. Ama aynı ülkede sportif yargı ile adli yargı birbirinden bu kadar farklı davranır mı? Davranırsa, normal ise... Bu nasıl olur, işte bunu bilmemiz lazım.
Lig TV: Bir paranla rezil olma hikayesi Yılda 400 milyon Dolar’ı aşkın para öde. O parayı kulüpler 500 bin lira etmeyecek topçuya, 5 milyon Euro vererek çarçur etsin. Şike söylentisinden, davalardan geçilmesin, sponsorlar şampiyona para vereceğine gitsin İngiliz’e, İspanyol’a para akıtsın. Seyirci sahaya dalsın, teknik adam, muhabir, kameraman kovdurma yarışına girsin. Sonra da taraftar abonelik iptal kampanyası yapsın. Aziz Nesinlik bir zeka gösterisi bu. Lig TV’ninki gerçek bir paranla rezil olma hikayesi. Tanrı yardımcıları olsun...
Buyurun temkinli oyuna Galatasaray önde oynamak zorunda. Aynı Fenerbahçe gibi. Oyunu soğutma becerisi gelişmiş bir takım değil. Arzuyla saldırmak zorundalar. Fenerbahçe maçında Terim’e yapılan eleştirilerin manasız olduğunu yazmıştım. Beşiktaş maçı bunun örneği oldu. Orta sahaların sayısı arttı, hücumcular çıktı ve maç neredeyse 3-2’ye gidiyordu. İşte temkinli oynamanın sonucu budur.
Twitter ve Facebook
Twiter ve Facebook’ta yokum. Çünkü kullanamıyorum. Sosyal medya kullanım becerim yok. Ama ısrarla benim yerime ya da benmişim gibi davranan zevat, çalışmaya devam ediyor. Onlar ben değilim. Kimseye yerime sosyal medyada yer alma hakkı vermedim. Ve biraz daha ileri giden olursa yasal işlem başlatacağım. Herkesin bilgisine. Fanatik |