A Milli Takımımız, ilk maçın büyük bölümünü nasıl önde götürdüyse bu
maçı öyle oynamayı kafasına koymuştu. Maçın ilk dakikasından itibaren
plan istikamet boyalı alana doğruydu. Elemelerin en formda isimlerinden
Semih Erden de görevini yine çok iyi yapınca, savunmada verilen
ribauntlara rağmen, maçın kontrolü millilerimizde oldu. Semih’in
ardından, milli takımda neden hiç düşünülmediğini sorguladığımız Furkan da kenardan gelerek çok iyi işler yapınca, fark da giderek açılmaya başladı. 2. çeyreğin başında Tanjevic’in 3 uzuna dönmesi, hücumda sıkıntı yaratacağımızı düşündürse de, Ender’in art
ard attığı zor üçlükler ve savunmanın ortasına yaptığı koşu sonrasında
yaptığı asistler takımımızı rahatlattı fark 1 sayıya kadar çıktı. İlk
yarıda bizim için önemli olan nokta, rakibin alan savunmasıyla başladığı
20 dakikanın büyük bölümünü bu düzenle geçirmesine rağmen topu boyalı
alana geçirme planına sadık kalınmasıydı. İlk yarıda her şey yolunda
gitmişti, bir ara 6’da 5 olan üçlük yüzdemiz istediğimiz farkı
getirmişti ya, Tanjevic hocamız yine bir şeyler yapma ihtiyacı hissetti.
İtalya’nın
baskıyı en çok artıracağı bölüm olan ikinci yarının startını takımın
tecrübelileri Semih ve Kerem’i kenarda tutarak verdi. İlk yarıda 8
dakika oynayan ve harikalar yaratan Ender de benchteydi. Haliyle İtalya
da affetmedi, Sinan ve Emir’in tamamen inisiyatif alarak attığı
üçlüklere rağmen, konuk takım öne de geçti. Neyse ki, Semih ve Kerem
kenardan da çok iyi geldi de krizi hemen bitirdi. Ardından ilk yarıda
bizim yaptığımızı, ikinci yarıda İtalya biraz da abartarak yaptı,
çılgın bir yüzdeyle şut attı. 10’da 8 isabet gerçekten çok fazla
görülebilecek bir şey değildi ama o da bize denk geldi. En kritiği
bitime 3 saniye kala yapılan savunma hataları, defalarca kazanılma
noktasına gelen maçı rakibin ellerine bıraktı. Yine yenemedik İtalya’yı ama artık bundan sonrasına bakmalı. Alınacak 2 galibiyet bizi çok kötü geçirdiğimiz elemelerde Avrupa Şampiyonası’na taşıyor. Sadece buna odaklanmalı.
Milliyet
|