Fenerbahçe Ülker’in ardından bir kâbusu da bize Efes yaşattı. Tamam rakip lige 4’te 4 ile başlamış, formda bir takım olabilir. Kadrosuna Litvanya Milli Takımı’nın ‘emektar’ yıldızlarını toplamış olabilir. Ama sen Efes’sen, böyle bir takımı bir araya getirdiysen, kendi sahanda maç kaybetmeyeceksin, hele ki bu şekilde hiç yenilmeyeceksin. Abdi İpekçi’de yüksek tempolu oynamasına alışmıştık Efes’in. Dün de zaman zaman bunu yapmaya çalıştı. Ancak iki guardı Farmar ile Lucas’ın yaptığı 11 top kaybı tempo yapalım derken, acele etmenin zararlarıydı. Öyle hatalar yapıldı, öyle kolay atışlar kaçırıldı ki, Kerem Tunçeri’nin kenardan gelerek yaptığı mükemmel çıkış ve takımını öne geçirmesi de, kısa bir süre sonra yetersiz kaldı. Bir dönem Efes formasıyla izlediğimiz Popovic, Fenerbahçe Ülker’de şut soksun diye iki sene heyecanla beklediğimiz Lavrinovic, Erdemirspor’da forma giyerken sadece atletikliğini gördüğümüz Darden de dün Türkiye’de yapamadıklarını fazlasıyla yaptı. Özellikle Popovic’in 8’de 7 üç sayı isabeti ile maça başlaması, bir türlü savunmacısının bulunamaması dünün eksi notlarıydı. Anadolu Efes, kısa bir süre içinde, ‘ne oynayacağının kararını’ kesin olarak vermezse, bu tür yenilgiler sürpriz olmaktan çıkacak. Laboral deplasmanında 18 sayıdan maçı çeviren takım, kendi evinde Zalgiris’ten böyle bir fark yiyorsa, o halde çekirgenin her zaman sıçramayacağını anlayacak. Zorunlu bir durum daha var Efes için... Mutlaka forvetten şutör katkısı almalı ama o el kim olacak! Kısalarda Farmar’ın durgun olduğu günlerde bir skorer çıkarmazsa, Efes’e gelmeden önce Avrupa’nın en iyi 4 numarası gösterilen Savanovic’in her geçen gün düşen performansına bir çözüm bulunmazsa, işler giderek zorlaşacak. Bakalım Oktay Mahmuti, bu krizi nasıl aşacak. Kim bilir; belki de takıma gereken enerji için son maçlarda gözden düşen Birkan yeniden hatırlanacak... milliyet |