Bugüne kadar ne bekledi Aykut Kocaman?.. “Vazgeçtim, Fenerbahçe’deyim” zor laf mı? Az daha otelin resepsiyonundan da soracaklardı; “Aykut Bey, sizin hesabınız da takımla birlikte mi” diye!.. Ne diyecekti? “Abdullah Bey’e sorun” mu? Kendisi istifa etti. Abdullah Kiğılı “Devam ediyor” dedi. Mesele hallolmuş muydu yani? *** Yahu, Kiğılı’nın bazı söylediklerini “O çok iyi niyetli biri” diye “tekzip” etmedi mi vakti zamanında Başkan? Başkan’a rağmen “direnmedi” mi Aykut Kocaman? Demek başkasının kravatıyla damat olunamayacağı gibi, damadın yerine başkası ‘evet’ diyemezdi. “Ben gittim” dediği gibi “Ben döndüm” demesi gerekmez miydi bugüne kadar? *** Ne düşündük bunca zamandır? Konuşması mı yasak? Kararını mı veremedi? Nasıl izah edeceğini mi bilmiyor? Yediremiyor mu? Yarın bavulunu alıp Antalya’dan dönmeyeceği nereden belli? *** Sendito Zeynep Oteli futbol sahasında futbolculara bayıltan ilk antrenmanda düdük ondaydı. “Ne uzatıyorsunuz, anlayın işte” durumları!.. Ortaokul düzeyinde böyle işler olurdu tabi. “Küstüm” diyen afacan için sınıf başkanı “Hayır oynayacak” şeklinde ağırlığını koyabilirdi. Yine de yakınlardan bir müdür muavini falan geçiyorsa, insan hakları ve ifade özgürlüğü ile bilgilenme hakkı ve kişisel tercihlerin dokunulmazlığına riayet etmesi gerekirdi: “Bırakın kendi söylesin”. *** Bakınız, Fenerbahçe Kulübü “kılcal damarları” Başbakanlık Konutu’ndan Başıbüyük’teki gecekondulara, genel müdürlerden işsiz gençlere kadar tüm ülkeyi besleyen, onları tazeleyen, bazen tansiyonlarını bazen krizlerini tetikleyen, tüm ülke ile ilişkili dev bir organizmadır. Malzemecisi bir olaya karışsa, manşet olur. Başındaki teknik patron söz konusuysa... Gittiyse “nedeni” kaldıysa “niçini”, “nasılı”, “ne zamana kadarı”, bu kadar mı “alaturka” olur? Biraz daha saygı gerekmez miydi Fenerbahçeli vatandaşa! *** Dün “nihayet” açıkladığı gibi hepimiz anlıyorduk ki, görevinin başındaydı Aykut Kocaman. Ama... Hiçbirimiz Fenerbahçe gibi popüler, sosyal, medyatik ve ciddi cirolu bir işyerinde evrensel iş kurallarının kişisel tarzlara göre eğilip bükülmesini anlamıyorduk. Sonunda söyledi. Döndü; çizin bir eksi!.. Söyledikleri beni hiç tatmin etmedi. Bir eksi daha! Geç kaldı üçüncü eksi. İlk yarıdaki Aykut Kocaman’ın yanına “üç eksi” koyun; ikinci yarı hayırlı olsun! Milliyet |