Cristian böyle bir adam. Sahaya kimi sürdüğünü hocası bile bilmiyor. Tam bir sürpriz yumurta. Dünkü gibiyse tahtaya ilk onu yazarsınız. Ancak ilk onu yazdığınızda gölge de çıkabilir. Dün oyunu değiştiren “Alex”ti. Hafta sonu bir bakarsınız karşınızda Maldonado. Baştan başlayalım: Salih’in zihni Fenerbahçe’yi başka bir takım yapabilir. İlk yarıda 360 dereceyi kontrol edebildiğini, kullanabildiğini, takımı ileri taşıyabildiğini gösterdi. Oyunu yorumlaması dün sergilediğinin daha da ötesini işaret ediyor. Belli ki, fazlasıyla zeki bir adamla karşı karşıyayız. Golden sonraki rahatlayışıyla yaptığı hatalar, beyninin ayaklarından daha hızlı çalışmasından gibi. Daha fazla çalışmalı. Çok daha fazla.
Krasiç’in de zihinsel bir eşiği geçtiğini söylemek mümkün. Ayakları eskisi gibi gitmiyor hâlâ ama hatıraları canlanmış. Eskiden neyi nasıl yaptığını hatırlıyor ve yapmaya çalışıyor. Buna Semih’i de ekleyebilirsiniz.
Gökhan’ın başlangıcı da olağanüstü. Sağbek, sağ iç, sağ açık, orta sahada neredeyse beyin ve her şeyden önemlisi oyuna ağırlık koymak isteyen bir isyankar vardı. Ama bu çok fazla yük. Attığı goldeki harika hamlesinin yanında Bursa’nın adam/alan karma markajının yarattığı karışıklık da önemli. Kendi kalesine attığı goldeyse artık oksijen yakma kapasitesi bayağı düşmüştü. Bunun nedeni Fenerbahçe’nin asıl eksiğinde saklı... İki önstoper sorun... Oyuna giremiyorlar. Stoper bağlamında bile teknik olarak yetersizler, bırakın orta sahayı...
Maçın başındaki direkt oyun Kocaman’ın Fenerbahçesi’nin bugüne kadar sergilediğinin ötesinde bir futbol. Golden sonraki geri çekilişin sebebi Topal-Selçuk ikilisinin Salih’e destek vermeyişinden. Çok pas hatası yaptılar. Diğerlerin pas hataları da onlara bağlı. Oyunun beyni felçliydi...
Dolayısıyla Bursa, Fenerbahçe’yi yavaş yavaş geri itti maçı da aldı. Ama dedik ya işte sürpriz yumurta: Kocaman, Cristian’la ve Sow’la ölüyü diriltti. fanatik |