Türk futbol tarihinin en önemli başkanlarından, belki de birincisi olan Orhan Şeref Apak, 60 larda giriştiği Anadolu devrimi hamlesiyle şehir takımlarının kurulmasına ön ayak olurken futbolun tüm ülkeye yayılmasını hedefliyordu. O ünlü Fenerbahçe-Gaziantepspor maçı... Hani Denizli’nin ekibinin 3-0’dan 4-3 kazandığı efsane oyun. Olağanüstü geri dönüş sonrası Kadıköy’de doğal olarak bayram yaşanıyordu. Neredeyse bir şampiyonluk gösterisinin arasında terk etmişti Antep stadı. İlk yarıda ellerine aldıkları şampiyonluğu 4 golle kaybetmişlerdi. Üzgün ve yorgun evlerine döndüler. Döndüklerinde onları bir sürpriz bekliyordu. Fenerbahçe taraftarının ön şampiyonluk kutlamaları Antep’te de devam ediyordu... Taraftarlar sokaklarda konvoylar oluşturmuştu... Celal Doğan yenilgiden çok buna üzüldüğünü söylemişti sonraları.
Apak’ın hedefi neydi?
Köklü kulüpler birleşip şehir takımları kurulacak, şehirler bu takımların etrafında taraftarlaşacak, tüm nüfus futbolu başka türlü görmeye başlayacaktı. Rahmetli Burhan Doğançay’ın Tanıl Bora’ya verdiği röportajdan öğrendiğimize göre o sıralarda Apak “Gün gelecek Milli Küme’de İstanbul’dan takım olmayacak” demişti. Yani güç dengelerinin değişmesi gerektiğini ve değişeceğini bu abartılı cümleyle anlatmıştı. Ancak bu hamle devrime dönüşemedi. Yıllar İstanbul’u büyüttü, İzmir’i yok etti. Eskişehir, Bursa ve Trabzon dışında önemli bir futbol şehri ortaya çıkmadı. Ekonomisi güçlü Kocaeli, İzmir, Sakarya, Antalya bunun karşılığında sürekli performanslar yakalayamadı. Olmadı. Tam olmadı. Yarım bile olmadı.
Hemşehricilik futbolda yok
Bugün iki jenerasyondur İstanbul’da doğan misal Elazığ kökenli aileler kendilerine İstanbullu demeyi reddediyor; ‘Elazığlıyım’ diyor. Ama 10 jenerasyondur Elazığ’da doğanlar hayatlarında İstanbul’u görmemiş olsalar da ‘Fenerbahçeliyim-Galatasaraylıyım’ diyorlar önce. Sonra Elazığsporlu. Hemşehricilik futbola sirayet edemedi. Yani şehirler kulüpler etrafında tam olarak bütünleşemedi. Tam olarak taraftar olamadı.
Ve bugün...
Artık bir endüstrideyiz. Ve galibiyet, şampiyonluk kadar önemli olan kulüplerin ürünlerinin satışı. Atkıdan bahsetmiyorum. Maç önemli olan. Bu satın alınmıyor. Yayıncı kuruluş aboneleri arasında Fenerbahçeli-Galatasaraylı müşteriler bugün yüzde 70 oranını aşıyor. Maç bileti cirolarında bu oran daha fazla. Hemen bütün statlar zararına yakıyorlar akşam ışıklarını. Ürün satışı yok, gazeteler satmıyor, TV reyting yapmıyor. Bir müşteri oluşmuyor. Karabükspor’un Galatasaray, Fenerbahçe ve Trabzonspor’u deplasmanda aynı skorla 3-1 yenişi gibi olağanüstü bir başarının bugünün dünyasında bir karşılığı yok yani. Antalyaspor’la Eskişehir’in, ligin zirvesini zorlayan iki takımın perşembe akşamı oynadığı tek karşılaşmanın hiçbir yankısının olmayışı da bundan. Eğer reytingi olsa, gazete sattırsa küçücük bir kutuda verilir mi sonuç?
İşte en büyük sorunu budur Türkiye’de futbolun. Sadece kısır bir kavganın satıyor olması. Onun da futbolla alakası yok zaten...
Kanseri dopingle yenemezsin
Lance Armstrong doping yaptığı için eleştirilmiyor aslında. Eleştirilmesi yakalanışından. Modern sporda hiç doping yapmayan bile doping yapmıştır. Lance sadece yakalandığı için efsane olmaktan suçlu olmaya geçti. Onun için en başta söylenmesi gereken, kurtulunması çok zor olan bir hastalıktan büyük bir dirayetle sıyrılması. İnsan böyle bir badire atlattıktan sonra normal bir yaşam tepkisi vermez. Ondaki tezahür korkunç bir kendine güven olmalı. Bu güvenle giriştiği ‘doping’ hamlesinde başarılı oldu. Bisiklet dünyasında doping yapmayan neredeyse yoktur. Ve o, bu dünyanın içinde kimsenin yapamadığını bundan sonra da yapamayacağını yapmayı başardı. 7 kez üst üste kazandı Le Tour’u. Herkesin doping yaptığı, dolayısıyla şartların korkunç bir gerçekte eşitlendiği bir sporda efsane oldu. O şartlara uydu ve kazandı. Ve bütün günahı da yakalanmaktı. Şimdi onu ayıplayanlar ikiyüzlülük yapıyor. Gerçek olamayacak kadar güzel hikayelere inanma yalancılığına kapılıyor. Onun yalanında yalancı olan sadece o değildir. Onun bu zaferine alkış tutanlar da kendilerine yalan söyledi.
Şunu bilin ki, kanseri dopingle yenemezsiniz. Sadece dopingle 7 kez üst üste Le Tour’u kazanamazsınız. Dopingsiz kazanamayacağınız gibi. Şimdi hep beraber yalanı keselim. Onun tek hatası yakalanmasıdır.
fanatik |