Menü
Manset Alti Haberleri
  FLAŞ HABER: Münevver Hancı'dan bronz madalya
Yazara Ait Tüm Yazılar
 Mehmet DEMİRKOL

 mdemirkol@hotmail.com
         TRİBÜNDEKİ TERİM

Fatih Terim in sahadan yollandığı yer normal yerinden daha
iyi. Alex Ferguson, David O Larry gibi hocaların seçtiği yer. Sahayı çok daha
iyi bir açıdan gören bir mevki. Yani aslında bu bir ceza değil. Neredeyse
ödül.

1- Açık söylemek gerkirse Fatih Terim’in sahadan yollandığı yer normal yerinden
daha iyi. Alex Ferguson, David O’Larry gibi hocaların seçtiği yer. Ortalama
teknik direktör poziyonundan 2 metre kadar yukarıda. Sahayı çok daha iyi bir
açıdan görenbir mevki. Yani aslında bu bir ceza değil. Neredeyse ödül.
2-
Terim’in cezayı hak edip etmediği ayrı bir konu kuskusuz. Ayrıca bu sadece
Terim’e uygulanan bir sistem de değil. Cuper de atılsa kulübenin arkasına
oturacaktı. Dolayısıyla tartışma sahadan men edilen bir teknik adamın nerede
durması gerektiği.
3-Bir teknik adam tribünde olduğu sürece sahaya müdahale
edebilir. Dolayısıyla onu sahadan uzak tutmak bir ceza değildir.
4-Ceza ancak
stattan men olmalıdır. Soyunma odası tribün vs.
5-Bir teknik adamı tribüne
kulübenin arkasına yollayıp sonra da “oyuncularınla, yardımcılarınla konuşma”
diyemezsiniz. Biliyorsunuz tribünde olan cezalı teknik adam kulübeyle kontak
kurması halinde cezalandırılıyor. Bu mantıksızdır. Oyuncuylarına hem de böyle
bir tansiyonda 2 metre uzakta olacak ve ‘tıp’ mı oynayacak?
Yani, ya dışarı
yollanan teknik adamaları toptan stadın dışına yollayın ya da bırakın işlerini
yapsınlar.

Plzen üzerine

Nesine.com dünyanın bir
çok ülkesinden maçları site üzerinden yayınlıyor. Pazartesi Plzen’in deplasmanda
Brno’yu 3-1 yendiği maçı bu kanalla izleme şansını yakaladım.
Birbirinden
hiç kopmayan, yakın oynayan, tempo ve konsantrasyon kaybetmeyen şaşırtıcı bir
makineyle karşı karşıyayız. Manisa’da izlediğiniz Çek Cumhuriyeti takımıyla
ilgili her şeyi bu ekipte, daha ‘yüksek bir standartta’ bulmak mümkün. Kademeli,
kontrollü bir oyun. Ancak hem pasa dayalı , hem direkt oyun oynayabiliyorlar.
Çok yönlü ve can sıkıcı bir takımla karşı karşıyayız.

Fenerbahçe’nin
silahı ise kontrollü oyun. Emre’nin yokluğunda 180 dakika tempoyu düşük tutmak
en iyi yol. Bu tam bir 0-0 olsun, bizim olsun maçı.
Minimum riskle
penaltılara kadar yolu var.

Galatasaray Schalke’yi
geçer


Ben bir Bundesligaseverim. Şu anda Avrupa’nın en keyifli
ligi olduğunu düşünüyorum.
Dolayısıyla Schalke’nin son 7 maçını büyük bir
dikkatle, öncekileri de bir sporsever olarak izledim. Ve bugün ilk maçtan sonra
turun favorisinin hala Galatasaray olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta
Düsseldorf’un 2-1 yenmeden önce Schalke nasıl bir takımdı?
11 maçta sadece 1
kez kazanmış... Hiç organize olamayan... İki ön liberosu baskı altına
alındığında hücumunu besleyemeyen... Savunmasından adam kaybetmiş orta
sahasından hücuma dönük adam kaybetmiş, organizatörünü sakat vermiş...
Huntelaar’ı iki hafta antrenmana çıkaramamış, yerine ideal bir santrfor
bulamamış.

Şimdi bu takım Şampiyonlar Ligi bağlamında ideal bir rakip
değil midir?

Ben şahsen Fatih Terim’in maçtan önce çizdiği tabloyu
anlayamadım. Kimse Schalke’yi Akhisar ya da Ordu ayarında göstermedi ki. Hemen
herkesin söylediği Şampiyonlar Ligi son 16’sı bağlamında en ideal rakiple
Galatasaray için en ideal durumda karşılaşıldığı. Ki bizzat yönetim Schalke
Bundesliga 3’üncüsüyken kura çekildiğinde bayram yapmış... Hepsi bu.
Maçta
ortaya çıkan ise son 2 lig maçındakinin anlattığından farklı değil. Yeni
transferler bir devre arası hamlesi gibi değil. Sezon başı transferi gibi. İki
maçta da Galatasaray oyunu direkt stratejiyle rakip ceza sahası çevresine
yıkınca kazandı. Yoksa pas oyununda Akhisar ve Ordu da tehlikeli
oldular.

Bugün özellikle Jermain Jones’un yokluğunda savunmanın önündeki
ikiliyle diğer hatları birbirinden koparacak bir ön alan oyunu oynanırsa Schalke
yine en ideal rakiptir.
Ve Galatasaray bu yolla Schalke’yi geçer. Laf olsun
diye değil, gerçek olan bu...

Hem en büyük Hem en
mağdur


Türkiye’de yaygın bir algı yönetimi tarzı var. Garip bir
şekilde yıllardır hayatın her alanında işe yarayan bir politika bu. Hem en büyük
olduğunu söylemek, hem de en mağdur...

Çok ünlü dolayısıyla çok zengin,
hayatı her yönüyle iyi yaşayan aktör ya da şarkıcıda bunu görmek mümkün. Korkunç
bir fakir edebiyatıyla büyük yokluklar içinde geçen bir geçmişi bugün de hala
bakiymiş gibi satmaktan bahsediyorum. 1950’den beri kocaman devasa siyasi
partilerin her şeyi yönetmeye yetki ve kudretleri varken en çok şikayet eden
olmaları gibi.
Ve futbolda her şeyi avuçlarının içine almış 2 büyüğün en çok
ağlayanlar olmaları.

Digitürk abone istatistiklerine göre taraftarın
%75’i onların arkasında, federasyonu onlar oluşturuyor. Şampiyonlukların
kupaların 3/4’ünü almışlar. Ama en çok onlar şikayet ediyor.
Aldıkları
cezalar tahkimden dönüyor. Rakipleri eksik bırakılıyor, kırmız kartı ancak
şampiyonluk yarışından koptuklarında görüyorlar. Ama hala ‘her şeye, tüm
engellemelere rağmen’ muhabbeti.Büyüksünüz anladık da, biraz da asalet lazım.
Çünkü camialarınızave tarihlerinize ancak böyle layık olabilirsiniz.

fanatik

2013-02-28 Arkadaşına Yolla Yazıcıya Yolla
YORUMLAR
Bu yazıya yorum ekleyebilirsiniz.
İsim
E-posta
Başlık
Yorum
       Tüm alanları doldurmanız gerekmektedir
Facebook ile yorum yapınız.
Son Yazıları:
   Kolay bir savaş değil
   Zor bir yol
   Futbol fobisi!
   Koç için 13 ilke
   Bu kadarına şükretmek lazım
   Averaj tamam
   Net üstünlük ve kupa
   Kaldı 180 dakika
   Güneş'in hatası...
   Gerçek rakip onlar
   Sorun oyundadır
   Sorun oyundadır
   Kâbus ve umut
   Başka bir sezondan gelmiş gibi
   Başka bir sezondan gelmiş gibi
Spor | Besyo 2016 | Özel Haber | Teknoloji
Dergimiz | Videolar | Kpss | Sağlık | İletişim