Bilgi ve deneyime hürmetimiz sonsuzdur. İş karışıksa, anlamak için ustalara başvurmakta beis yoktur. Örneğin Fenerbahçe’nin Bursaspor’a attığı ikinci gol! Sormaya gerek yok “halka açık” söylüyor emekli hocalar? Erman Toroğlu, “ofsayt değil”. Ahmet Çakar, “faul değil”. Eee... Ama gol de değil!.. “Ofsayt değil” diyen faul, “faul değil” diyen ofsayt diyor. Ustalar buysa... Özkalfa da golü vermiş işte. *** Al ileri - ver geri- durdur-oynat ile böylesine “ince” pozisyondaki hakem hatası, gelip maçın -hatta haftanın- tepesine nasıl oturuyor peki. Üstelik üç farklı galibiyetin dört golünden bir tanesi... Olsa da olur olmasa da. Lakin odak noktasında. Neden? Aziz Yıldırım sayesinde! Başkan yine “düşüyor” soyunma odasına yakıp kavuruyor. Günahı boynuna hakeme verip veriştiriyor. Denklem tamam: “Hakemin ödü koptu, ofsaytlı faullü golü verdi”! *** İyi de... İkinci yarıda Aziz Bey’den yedikleri fırçayla parlayan ve “Aman bir gol verelim kurtulalım” diye bahane arayan hakemler varsa sahada... Yardımcı hakem niye direnmeye çalıştı gol kararına? Hakem “korkak”, yardımcı “cesur” mu? Bırakın bu işleri... Her hakem gördüğünü çalıyor, anladığına bayrak kaldırıyor. Baksanıza; en usta, en tecrübeli, en bilgili, olgun/emekli hakemler, oturdukları koltuktan ve büyüteç tutup izledikleri monitörden bile % 50 yanlış yorumluyor pozisyonu. *** “Oldu da bitti maşallah” değil tabi... Sıradan bir hakem hatasını “CIA Komplosu” haline getiren sebep, Fenerbahçe Başkanı sayın Aziz Yıldırım’ın stat koridorlarını “Engizisyon Zindanları”na çevirmesi. Şayet Fenerbahçe sahada iyi değilse ve Aziz Yıldırım çevredeyse, o koridorlarda herkesin başına her şey gelebilir şeklindeki “sinir harbi” rutin olmuş, sık sık tekrarlanıyor. Peki ne işe yarıyor? Sadece başkanın kişisel tatmini... Fenerbahçe’ye ciddi zararı bile var. Nitekim, 4-1’lik Bursaspor galibiyeti, kayıtlara “Aziz Yıldırım’ın ayarı” şeklinde yazılıyor! *** Devamı daha fena tabi. Artçılar ve örneklemelerle futbolun ne hale geleceğini hepimiz biliyoruz; çünkü sık sık yaşıyoruz. Aziz Yıldırım’a da çok kızamıyor insan. Tepesinde “Demokles’in Kılıcı”... Arkasında “esaret” süreci...Yutkunuyor konuşamıyor. Hırsını hakemden, rakipten çıkarıyor. Şunu söyleyeyim Sayın Yıldırım’a: Hani, “Beni yok etmek, Fenerbahçe’yi ele geçirmek için komplo” diyordu ya şike sürecine... Artık öyle bir ihtiyaç yok! Kendisi hallediyor o işi. Bilgi ve deneyime hürmetimiz sonsuzdur. Aziz Yıldırım bilgi ve deneyiminde bir insanın, bunları ancak “bilinçli” yapabileceğine inanıyorum ben. Söyle; kimler gidiyor Schalke’ye Lafı dolandırmadan söyleyeyim: Galatasaray Yönetimi’nin Schalke’den gelen 2500 bileti “öz ve hakiki” Galatasaraylılar ile sponsorlar arasında paylaştırıp UltrAslan’a zırnık koklatmaması son derece normaldir! Eşyanın tabiatı gereğidir. Üç Büyüklerden bir tanesini Abramoviç gelip satın alsa... Aynı koşullar tekrarlansa. Sorabilir misiniz Abramoviç’e, “Niye bize bilet yok” diye? Malın sahibi istediğini yapar. Galatasaray’ın da sahibi var. Galatasaray Lisesi mezunları. Taraftar işin rengi, çeşnisi, ekonomik mecburiyeti. Teba gibi. Aslolan “hanedan”! Bunları yazdığımızda kızıyorlardı. Şimdi? skorer |