En iyi yorumu Mourinho yaptı. “Ben de Şampiyonlar Ligi’nden elensem, Galatasaray gibi elenmek isterim” dedi !
Gerçekten, “kader”in eş anlamlısı gibi “kaçınılmaz” bir şey olan Real Madrid’e elenmek, ancak bu kadar onurlu bir futbol şöleniyle mümkündü.
Bu kadar acısız olabilirdi.
Hatta bu kadar keyifli!
***
Bitmedi.
Galatasaray bundan böyle “Avrupa Kombinesi” sahibi.
Abone oldu.
Kontenjan gibi!..
Çünkü; gücü vardı, ama adı unutulmuştu, “karizmayı” yeniden yapılandırdı.
Bu çok önemli...
Uluslararası futbolun her kademesinde “Elense de kurtulsak” yerine “Şampiyonanın futbol çıtasını yükselten takım” imajına sahipseniz, reytinginiz varsa, İspanya’da Burak’ın başına gelen gibi ayağına bastığınız rakip penaltı kazanamıyor, sarı kartla cezalandırılıyor nitekim.
***
Dönelim Süper Lig’e...
Galatasaray bir maça gitmeyip evde otursa bile kapanmayacak puan farkına sahip şu anda!
Son düdüğe altı maç var, takipçine yenilsen de kurtarmıyor; şampiyon oluyorsun.
Real Madrid’e o golleri atan bir takım için “avantaj ötesi” durum.
***
Yani...
Birkaç yıldır bitkisel hayat yaşayıp yeni uyanan Galatasaraylıya anlatsanız, kendi hastalığını unutur Galatasaray için sevinç gözyaşları döker.
Fakat...“Ayrıntıları” eklerseniz, yeniden bitkisel hayata döner.
***
En iyi günde en kötü ayrıntılara girmemize kızmasın kimse; dost acı söyler!
Başkan bir “personel” potu kırmış ki, sittin sene unutmayacak Fatih Terim’in ayarını telafisi imkansız şekilde bozmuş...
Telafi etmek gibi bir niyet de yok zaten.
Hoca’nın “danışman” dolayısıyla keman yayı olan sinirleri laçka.
O kadar ki, tüm teknik heyet, iki hafta sahada, dört hafta tribünde.
Kavga gürültü gırla.
Yönetim, “sahip çıkmayı” bırakın, neredeyse “sıkı bir ceza verin de aklı başına gelsin Terim’in” kıvamında.
Havada akbabalar.
Terim ölmeden yerine veliaht aramalar!..
***
Galatasaray madalyon gibi. Bir yüzü karanlıktaki dolunay sanki; pırıl pırıl parlıyor. Madalyonun arkası pas yapmış koskoca Galatasaray bedenini sinsi sinsi zehirliyor.
Amiyane tabirle buna “kendi ayağına kurşun sıkmak” deniyor.
Neden peki?
Neden her şeyin tadını çıkarmak yerine sıkıntılar içinde Galatasaray?
***
İki sebebi olabilir; “yönetim tarzı” ve “kişisel ihtiraslar”!..
Kimsenin yönetim tarzına karışacak halimiz yok tabi. Lakin, Aysal yönetiminin “sahip olduğu tarz” ile “Fatih Terim” uyuşmaz.
Uyuşmuyor.
Terim “Bana sonsuz özgürlük verin, istediğinizi dileyin” diyor, Galatasaray’ı yönetenler “özgürlüğü” kısıp “dilekleri” sonsuz yapmak niyetinde.
Üstelik, “yersen” ölçeğinde!
Oysa, başında “Damokles’in kılıcıyla” huzurlu bir Terim’i hayal etmek bile mümkün değil.
***
Terim huzursuzsa...
Yaşananlar ne ki... Şampiyonluğu kaybetmek işten bile değil.
Terim’in “güç ve huzur” aramaya çıkacağı yeni adresi Avrupa’dan çıkan sonuçlar aldatmasın sizi.
Bugün Fenerbahçe’nin (olası) yarı finale çıkmasıyla tetiklenecek yeni rekabet düzleminde iskambil kağıdından kule gibi devrilebilir Galatasaray.
Devrilirse Kadıköy’den esen rüzgârı falan bahane etmesin kimse; devirenler, o kuleyi kuranlar olacaktır.

Skorer