Euroleague seviyesinde, hem de çeyrek finalde mücadele ediyorsanız, üstüne üstlük deplasmanda oynuyorsanız, hata payınızı en az seviyede tutmak zorundasınız. Dışarıdan atmayı seven bir takımken, 19’da 1 üç sayı isabetiyle maçı tamamlarsanız, kazanamazsınız. Dün Efes’in sorunu da buydu zaten. Bir türlü dışarıdan katkı alamadı. Ne yazık ki, bu konuda en çok güvendiğimiz isimler Farmar, Vujacic ve Savanovic 13’te 0 üç sayı isabetinde kaldı. Özellikle Vujacic ve Savanovic tam bir hayalkırıklığıydı. Hadi Vujacic sakatlıktan yeni çıktı, formunu bulamadı da, Savanovic’e ne oldu! Hem hücumda katkı veremedi, hem de Printzeis’in rekor gecesinin başrollerindendi! Belli ki Efes, Spanoulis ile Papanikolaou’yu coşturmamak için Printzeis’ten gelebilecek şutları riske etmişti ama tecrübeli oyuncu 26 sayıya ulaşırken, Savanovic onun karşısında biraz daha sağlam durabilmeliydi. Oktay Mahmuti’nin Vujacic’i devreye sokabilmek için maçın büyük bölümünde sahada tutması ise sonuçsuz kalan bir hamleydi. Sloven yıldız kritik anlarda, kötü tercihleri ile hep son hamlenin yapılmasını engelledi. Tabii bir de öncelikle top kayıpları işimize tuz-biber ekti. İyi başlanılan ilk çeyrekteki top kaybı sayısı, ne yazık ki Efes’in son dönemde sık sık tekrar ettiği bir eksiklikti. Bir de boyalı alanda bu denli üstünken, özellikle topun potaya yakınken uzunlara verilmemesi de maçın lehimize dönmeme nedenlerindendi. Bir tek Kerem Gönlüm direnmeye çalıştı. Hücumda potaya çok çabuk giderek, 17 sayıya ulaşırken, onun oyunda olduğu bölümlerde Printzeis yavaşlamıştı. Keşke bir ikinci isim de sahne alıp, ilk maçta yüzümüzü güldürmeyi başarsaydı. Mesela Kerem Tunçeri gibi tecrübeli bir isme, belki biraz daha fazla süre verip, onun organizasyon becerisinden yararlanılsaydı. Efes için Yunanistan’a gelirken amaç, en azından bir galibiyet almak, saha avantajını ele geçirmekti. Bu kadar kötü yüzdeyle üçlük atıldığı bir günde son dakikaya kadar oyunda kalmayı başaran temsilcimiz, aslında biraz daha dikkatli olması durumunda bunu yapabileceğini gösterdi. Yani kaybedilmiş bir şey yok; tek ihtiyacımız, Printzeis’in normal yüzdelerine dönmesi ve Efes’in biraz daha iyi hücum edebilmesi. Skorer |